English

Otizm & Müzik


Müzik etkilidir çünkü iletişimin sözsüz bir biçimidir, doğal bir teşvik unsurudur, andadır ve müzikal olmayan aktiviteleri yerine getirmek için motivasyon sağlar. En önemlisi, neredeyse herkes en azından belli bir tür müziğe olumlu tepki verir.  



Otizm, kişinin dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıp kendine özgü iç dünyasında yaşıyor olması durumu­dur. Otizmli çocuklar sosyal ilişkilerde, özellikle göz kontağı kurmada, girişkenlikte ve tecrübeleri paylaşmada; aynı zamanda vücut dili ve konuşma dilinde bozulma gösterirler. Ayrıca,  geçici algılarını ele almakta spesifik zorluklara sahip görünürler, bu da onların konuşma etkileşimindeki erken zorluklar ile ilişkilenir. Buna rağmen otizmli çocukların müziğe ve geleneksel müzik terapisine özellikle duyarlı oldukları sıklıkla rapor edilmiştir. Müziğin kullanımı otizmli çocukları motive etmek ve sosyal zamanlarındaki temel boşluğu doldurmak açısından uygundur (Wimpory & Nash 1999:17).



Müzik, otizmli bireylerle daha anlamlı ve neşeli iletişim kurulmasını sağlayabilir. Otizmli çocuklar, bazen konuşmasalar da şarkı söylerler. Müzik yapmak kişisel farkındalık ve başkalarıyla ilişkide olmak gibi temel sosyal iletişim unsurlarından pek çoğunu içerir. Bu nedenle; dinlemek, sırasını beklemek, diğerine tepki vermek, birlikte çalarken iç zamanlamayı ayarlayabilmek gibi müzikal durumlar; otizmli bireylerin genellikle özel ve sakınmacı olan iletişim biçimlerini düzeltmeye yönelik olarak, müzik terapisi ile geliştirilebilir. Müzik terapisi; kişisel farkındalığı ve diğerini fark etmeyi teşvik ederek daha açık sosyal etkileşimi mümkün kılar. Brown, müzik terapisi içinde yer almanın, otizmli bireyin çok daha çeşitli duyguları deneyimleyip keşfetmesini sağladığını söyler.



Müzik, otizmli bireyler için erken müdahale programlarında giderek daha yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır; çünkü müzik, anne ve bebek arasındaki erken dönem duygusal etkileşimin benzeri bir iletişim yolu sağlamaktadır. Anne ve bebek arasındaki duygusal etkileşim, daha ileriki zamanlardaki sosyal becerilerin gelişebilmesinde çok önemli bir role sahiptir, ama otizmli bir çocukta bu iletişim yolu genellikle sınırlıdır. Müzik terapisi; her yaştaki gruplar için, genellikle çoklu-disiplinli bir programın bir parçasıdır ve otizmli çocuklara, iletişim becerilerinin ve kişiliklerinin diğer unsurlarının gelişmesi için zenginleştirilmiş bir ortam sunar.



Müzik; tutarlı, istikrarlı ve çocuğun kendini güvende hissettiği bir çevre sağlayabilmektedir. Güncel bir şarkının melodisi, armonisi ve ritmi, stresli ya da yabancı bir ortamda çocuğun rahat etmesini sağlar ve müzik aynı zamanda sınırsız bir esneklik de sağlayabilir. Çocuğun davranış ve duygularını yansıtır (Gadberry 2005:4 ).



Robarts da müzikal etkileşimin otistik çocuklara ‘kendinin bilincinde olma ve günlük hayatta sosyal etkileşimlere kolayca cevap verme’ davranışları kazandırdığını savunur.



Otizmli çocukların herhangi bir çalgıyla ilişkilenmesi, müziğe ilgilerinin artmasında önemli bir etkendir. Yapılan çalışmalar, bir müzik eğitimi olarak değil, çocuğun müzikle ilişkilenmesi olarak algılanmalıdır ve otizmli bireylerin eğitim programında destekleyici bir unsur olarak yer alır.



Bu metin, “The National Autistic Society“ internet sayfasından ve Sayın Orçun Berrakçay’ın otizm ve müzik hakkındaki yazılarından derlenmiştir.